29 Şubat 2016 Pazartesi

Beyaz ve Sağlıklı Dişlere Kavuşmanın En Pratik 5 yolu

Bugün hayalinizdeki beyaz ve sağlıklı dişlere en pratik şekilde kavuşma yollarını paylaşacağım. İşte dişlerimi korumamı sağlayan ve rahatça gülümseme nedenim 5 diş temizleme pratiğim :)

Beyaz ve Sağlıklı Dişlere Kavuşmanın En Pratik 5 yolu

1. Rutinlerinize Uyun
Hayatta en önemli şey sanırım sizin için iyi olan ne varsa alışkanlık haline getirmek. Spor yapmak, sağlıklı beslenmek gibi aslında kişinin kendisine bakması ve temizliğine dikkat etmesi de önemli. İşte bu yüzden diş temizliği rutinlerinizi belirleyin ve ona uyun.
Her sabah ve gece yatmadan önce dişlerinizi mutlaka fırçalayın! Bu alışkanlığınızı halen kazanamadıysanız bugün zaman kaybetmeden kendiniz ve diş sağlığınız için büyük karar verebilirsiniz.

2. Size Uyanı bulun!
Nasıl ki giydiğiniz kıyafetler tarzınızı yansımadığında kendinizi o kıyafetin içinde yabancı gibi hissediyorsunuz, aslında kişisel bakımlarınız da öyle. Diş ve diş ati yapınıza en uygun fırçayı bularak diş temizliğinizi daha verimli yapabilirsiniz.

3. Kendinize Zaman ayrın!
Bir şeyi yapıyor olmak kadar onu doğru sürede ve doğru şekilde yapmak da çok önemli. Özensiz bir biçimde yaptığınız hiçbir şey tam olmayacaktır. O yüzden dişlerinize ve kendinize zaman ayırın. Bu zamanı doğru fırçalama teknikleriyle yaparsanız emin olun kısa sürede farkı siz de fark edeceksiniz.

4. Bazı Ayrılıklar Çok Güzel!
Vedalar ve ayrılıklar hep can yakar ama aslında bazı ayrılıklar size çok iyi gelebilir :) Nasıl mı? 3 ayda bir diş fırçanızla vedalaşın ve hijyen açısından önemli bu değişikliği bir alışkanlık haline getirin.




5. Yol Arkadaşınızı İyi Seçin!
Geldik en önemli maddeye. Diş fırçanızı seçtiniz, kendinize zaman ayırdınız, her şeyi tam yaptınız ama diş temizliğinde istediğiniz verimi halen alamıyor musunuz? O zaman doğru diş macununu kullanmıyor olabilirsiniz. Bu konudan mustarip olanlara önerim; Procter and Gamble’ın dünyada pazara sunduğu en gelişmiş beyazlatıcı diş macunu olan 3 Boyutlu Beyazlık Luxe Perfection İpana olacak.
Yeni İpana 3D White PERFECTION diş macunu İpana’nın en hızlı ve en güçlü beyazlatıcı diş macunu. Perfection diş macunu 3 Boyutlu Beyazlık ailesinin en ileri ve etkili beyazlatıcı diş macunu teknolojisini içerir. Böylece diş minesine zarar vermeden sadece 3 günde diş yüzeyindeki lekelerin %100’e kadarlık kısmını etkin biçimde çıkarıyor. Ben bu ürünü çok sevdim, satın almak isterim derseniz tıklayınız.
Tüm bu maddeleri eksiksiz yerine getirenler olarak bol bol gülümsemeyi hak ettik sanırım :)




P.S. Bana bu bilgiler yetmedi, ağız ve diş sağlığı üzerine daha çok şey merak ediyorum diyenleri aşağıdaki siteye alalım. 
http://www.agizbakimuzmani.com/
#ipanaperfection  #gülüşünügöster
İçerik Kaynak: http://www.e-gunlugum.com/
Video Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=RZ5ymuChrW0

Bir boomads advertorial içeriğidir.

24 Şubat 2016 Çarşamba

Haftanın Blogu- 2

       Görüyorum ki haftanın blogu etkinliği tam gaz devam ediyor. Ne güzel! Ben de bu hafta takipten en çok keyif aldığım bloglardan biri olan Derya'nın spor günlüğünden bahsetmek istedim.


        Blogunun tasarımını da yakınlarda yenilemiş. Güzel kategorilere ayrılmış aradığınızı bulabileceğiniz ferah bir blog. Ben de evde kendi başıma spor yapmayı sevdiğimden onun anlattıklarını da bilgilendirici ve motive edici buluyorum. Çok beģeniyorum spor yapmak istiyorum deyip nereden başlayacağını bilenlere şiddetle tavsiye ediyorum.


23 Şubat 2016 Salı

Yurtdışında eğitim- Denklik Sorunu

     Zaman zaman Bulgaristan'da okuduğumdan bahsetmişimdir yazilarimda. Ama hiç uzun uzun hikayesinden bahsetmemiştim. Ama şu sıralar aklım hep denklik sorununda olduğundan, pişman olsam mı olmasam mı matematiği beynimi kemirirken bu konuda bir seyler çizittirmek istedim. Hem belki yurtdışında okuma gibi bir planı olan varsa bir fikir verebilirim.
      Herkesin kulağına çalınmıştır muhtemelen Türk öğrencilerin yurtdışına çıktığında çok azıttığı, kumar, alkol, gece hayatına kapılıp gittiği filan... Öncelikle böyle genellemeler yapanlara çok kıl oluyorum onu söyliyim ama evet kabul ediyorum ki böyle bir Türk öğrenci profili var. Ve bunun tek gerçek sebebi bizim altı boş kurallar dayatılan eğitim sistemimiz! Neden yok sonuç yok bilinç yok yalnızca yasaklar ve mecburiyetler var. 20 yaşına kadar bir seyleri sadece yasak olduğu için yapmamış, gerekçesiyle ilgili hiçbir fikri olmayan birinin yasaklar kalktığı anda hunharca her şeyi denemek isteyeceğini tahmin etmek güç değil. Dünyanın bir çok yerinden öğrenci geliyor bir çoğu da klasik bir Türk ailesinin ayy onlar da çok rahat dediği ülkelerden. O "rahat" ailelerin çocukları değil de Türk öğrencilerin bir kısmı okul parasını kumarda yemek, okulu yarım bırakıp oralarda avare takılmak gibi abukluklar yapıyorsa bir düşünmek lazım!
        Gelelim şu efsaneleşmiş parayla diploma veriyorlar olayına. Bu kısımda Bulgaristanı bildiğim için yalnızca Bulgaristan için konuşabilirim. Yahu bu adamlar Avrupa Birliğinde verdikleri diploma salya akıtarak baktığımız büyük Avrupa ülkelerinde geçerli. Böyle bir şey 7olabilir mi ya? Ben şuan Almanca biliyor olsam Almanya'da doktorluk yapma hakkım var.  Parayla diploma almak ne demek? Böyle bir riske atarlar mı ülkelerini?!
     Ee öss/ygs bilmemne bi sınavla girmediniz bedavadan okuyorsunuz diyenler var bir de.  Dünyanın bir çok ülkesinde zaten Türkiyedeki gibi merkez bir sınav söz konusu değil. Üniversitelere bizzat başvuruyorsunuz onlar da kriterlerine uyan öğrenciyi alıyor. Ben Türkiye'de iyi bi anadolu lisesinden mezun oldum ortalama bir puanla ortalama bir bölüme yerleştim ama aklimda gönlümde doktorluk yapmak kalacaktı. O zamanın koşullarında Bulgaristan mantıklı geldi gittim. Giriş koşulları lisedeki kimya ve biyoloji notlari ortalamasinin 4 olmasıydı yanlış hatirlamıyorsam. Evet keşke daha çok çalışıp kazansaymışım bir tıp fakültesi ama bu benim ve diger yurtdisinda okumaya gidenlerin sorunu. Bedeli de fazlasıyla ödetiliyorken kimseye düşmez yargılamak

      Eğitim seviyesi nasıl? Değişken diye cevap verebilirim. Türkiyeye göre daha başarılı bulduğum taraflari var. Özelllikle tıp fakültesinin ilk 3 senesinde verilen temel bilimler eğitiminde.  Ama eksiklikleri de çok malesef herşeyden önce o yukarıda bahsettiğim öğrenci profili yüzünden bunlar öğrenmeye gelmemiş ön yargısı var hocaların gözünde. Ve evet malesef rüşvet olayları olduğunu duyuyorduk. Ama ne ben ne de yakın arkadaslarımdan kimse böyle bir şey yapmadı. Yine en başa dönersek sistemde boşluklar olduğu zaman yolunu yapan Türk zihniyeti! Mesela türkiyedeki bir cok universitede devam zorunluluğu var sınįf geçmeyi önemseyen hic bir öğrenci yeltenmiyor bunu zorlamaya. Oysa dünyada genel geçer  mantık zaten öğrenmek istediğin için orada olmalısın yetişkin insanları üniversitede tutmak icin zorlamak saçma geliyor. Bu mantık tabi türk öğrenci kafasıyla nasıl istismar edilir helw yataktan çıkmanın zulüm olduğu karlı kış günlerinde :)
      Öyle böyle bitirdik okulu eksiğinle fazlanla mezunsun artık devlet baba sana küçük sürprizler hazırlıyor. Evvela diyor ki dur çalışamazsın önce denklik için sınava gir. Ok girelim diyorsun yok diyor önce bir başvur seni şöyleeeee bir bürokrasi diyarlarında gezdireyim. Aylarca bekliyorsun sadece tamam sınava gir demeleri icin 2014-2015 egitim yılında mezun olan arkadaşım daha geçen hafta girdi sınava öyle söyliyim. Bu sürede senin işsiz oluşun, öğrendiklerini unutman, stresin filan kimseyi bağlamıyor tabi. Bir de üzerine tıp fakültelerine özel bir uygulama getirdiler ki pastanın kreması adeta! Diğer bölümlerde yapılan seviye tespit sınavı tıp fakültesi mezunları için kaldırıldı onun yerine uzmanlık programlarına doktor yerleştirmek için yapılan, TUSa girmek gerekiyor. Diploma denkliği vermek için uzmanlık sınavına sokmak ne kadar mantıklı kısmını yorumsuz bırakıyorum.
      Aylardır evde işsiz oturduğumdan, insanların e doktor oldun simdi naapcan sorularına maruz kaldığımdan biraz dolmuş olabilirim. Bundandır bu sačma uzunluktaki yazı.




 

21 Şubat 2016 Pazar

Haydi Planlayalım- 2

      Bugün dersanem olduğu için bu saate kaldı önümüzdeki haftanın plan sayfasını dekore etmek. Bu haftanın sticker sayfası my planner envy den. Üst kutucuklarım yapılacaklar listemdekileri işaretleyeceği check-boxlar için ayırdım. Bunları genelde bir gün önceden yazıyorum. Orta sıra süslü tam kutular için. Günün konseptini belirleyecek önemli şeyleri de bu kısma yazıyorum. En alt sıra ise içtiğim suyu takip etmek için damlacıklarım, yapacağım egzersizlerim ve izlemeyi planladığım bir şeyler varsa onun için. Bu hafta çok özenemedim ama idare eder gibi gibi :D






Diğer planner yazılarımı okumak için

20 Şubat 2016 Cumartesi

Rimmel London Likit Far

         Rimmel London'in likit farları dudak parlatıcısı sitilinda bir ambalajı ve sünger aplikatörüyle bana ilk gördüğümde çok ilginç gelmişti. Açıkcası çok da beğeneceğimi düşünmeden, meraktan almıştım.

         Sıvı-krem formülasyonları sayesinde pigmentasyonları çok yoğun ilk katta opak bir görüntü elde edebiliyorsunuz. Metalik bitişleri olması yönünden hoşuma gidiyor ama açıkcası renk seçimleri biraz daha farklı olsa daha mutlu olurdum. Bendeki renkleri Slate Gray adlı metalik bir kurşun rengi ve golden bronz. Mesela bronz olan bir tık daha koyu olsaymış tadından yenmezmiş.

         Farımı iyice dağıtırım keskin renk geçişi olmasıncılardansanız sizi zorlayabilecek bir ürün çünkü deli gibi hızlı sabitleniyor ve ondan sonra ı ıh kımıldamıyor. Tam da bu sebep bu farları birçok kişinin gözbebeği haline getirebilir. Çünkü çok çok kalıcılar. Makyajımı temizledigim ana kadar hiç bozulmuyorlar.

        Bu ürünleri kullanmayi sevdiğim alternatif bir yöntem de başka bir fįrça yardımıyla eyeliner olarak. Metalik, farkli renklerde kalıcı bir eyeliner elde etmiş oluyorum.

     Toparlarsam benim severek kullandığım, oldukça pratik bulduğum bir ürün. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere! Sevgiler...





18 Şubat 2016 Perşembe

Rimmel London Match Perfection Fondöten


      Rimmel London'ın Lasting Finish ve Match Perfection adlı 2 fondöteni arasında kararsız kalıp, günlük kullanıma match perfection daha iyi olur heralde deyip onu almıştım. Bir süredir de deniyorum.



      İlk farkettiğim şey bildiğiniz parfümlü gayet güzel kokuyor ama kokulu ürünler kullanmak istemeyenlerin uzak durması gereken bir ürün.

      Yapısı bayağı kremsi ve yoğun gözüküyor. Ama kıvamı düşünüldüğünde uygulaması ve dağıtılması çok kolay. Fırçayla, süngerle, elimle denedim her türlü sıkıntısız uygulanıyor. Yine kıvamına göre tende bıraktığı hafif his de beni şaşırttı aslında. Bir de spf 20 olması benim için güzel bir özellik.

      Aydınlık bitişli bir fondöten. Mat bitişli fondötenlerden hoşlananları memnun etmeyecektir. Çok doğal bir duruşu var. ''Baaak ben makyaj yaptım'' diye bağırmıyor. Kapatıcılık düzeyini hafif buldum. Bir tık daha kapatıcı olsa beni daha çok memnun ederdi sanırım.




    Sıradan bir günde pudrasız  5-6 saat dayandı ama sıcak bir yaz günü olsa, terlesem filan sanırım çok güvenilir bir fondöten değil. Tabi pudrayla kullanım kalıcılık performansını arttıracaktır.

    Bendeki rengi 100 ivory. Sarı alt tonlu bir renk ama en açık renk olmasına rağmen bana biraz turuncu kaldı :( İyi dağıtarak ve biraz boynuma da yayarak idare ediyorum artık...

    Hani genel olarak beğendim gibimsi ama sanki lasting finishi alsam daha mı iyiydi diye düşünmüyor değilim.



17 Şubat 2016 Çarşamba

Lanet Olamadı Bir Türlü Terör!

       Sıradan bir günün ardından eve geliyorum kafamda yüzeysel kaygılar! Blogdur, İnstagramdır bakınıyorum öyle bir görsem yine terörü lanetliyoruz postları! Gördüğüm anda kafamdan geçen ''yine mi'' sorusu bile durumumuzun vehametini açıklamaya yeterli diye düşünüyorum.

      Bu devler tepişirken altlarında ezilen canlar, senaryosunu dünyanın diğer ucunda birilerinin masa başında yazdığı filmin ülkemdeki sefalet içinde figüranları! Ne desem, bu defa ne söylesek hep birlikte? Kanıyor bu ülkenin hiç kapanmayan yarası. Bizler de uzaktan izleyebiliyoruz yalnızca bize biçilmiş rolleri oynayarak. Belki biraz isyan ediyoruz böyle mecraları kullanarak, belki profil fotoğraflarını karartıyoruz. Ama hepimiz yine bir haber sayfasında verilen ölü sayısında sadece bir sayı olmaya aday. Ölmesin kimse artık ölmeyelim!

Mimlendim!- Haftanın Blogu

             Daha önce paylaştığım tek mim postunda kendi kendimi mimlemiştim :D Bu biri tarafından ilk mimlenişim bir heyecan yaptım. şurada

             Dağınık Anne çok eğlenceli yeni blog tanımak açısından faydalı haftanın blogu mimini başlatmış beni de çok sağolsun makyajlailgili mimlemiş.


            Kısaca her hafta haftanın blogunu seçip kendi blogumuzda ilan ediyoruz. Bu hafta kimi söyleyebilirim diye çok düşündüm. Sanırım bu hafta en çok gözüme çarpan blog Havan Topu oldu.

            Havan Topu sanırım oldukça yeni bir kişisel blog. Bolca içerik üretiyor. Yazıları da genelde kısa ve okuması keyifli. Kendisini şahsen tanımıyorum ama lisede sınıfta hani hep arkada oturan, öğretmenlerin bile esprilerine güldüğü, geyiği keyifli bir çocuk olurdu ya bana öyle biriymiş izlenimini veriyor. Bunca güzellik blogunun arasında, bol östrojenli takip ettiğim bloglar listemde ayrı bir renk:)

          Tabi hemen hemen her postuma yorum bırakarak destek olması da bu kararımı ucundan kıyısından etkilemiş olabilir...

          Ben de Kırmızı Başlı Kızı , Süslü Püslüyü ve İlke'i mimliyorum. Ve Tabi bu yazıyı okuyup mime katılmak isteyen herkesi. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere sevgiler!


16 Şubat 2016 Salı

Makyaj Düzenim


          Bulgaristan'da öğrenciyken kurduğum makyaj düzenim iş görüyordu ama döndükten sonra biraz daha şık bir düzen kurmak istedim. Türkiye'de makyaj organizerları çok kolay bulunamıyor malum. İnstagramda vpleksihome sayfası keşfettim tasarımları çok hoşuma gitti. Onlardan bu akrilik organizer sipariş ettim. Sağolsunlar bana çekilişim için de hediye gönderdiler. Bu yazıda da sizlerle yeni yeni kurmaya uğraştığım makyaj düzenimi paylaşmak istedim. Ben severk kullanıyorum siz de bu organizerlerden sipariş etmek isterseniz instagram sayfalarından dm atarak ulaşabilirsiniz.










     Tüm makyaj malzemelerimi toparlayan 3lü çekmeceli bir organizer. Çekmecelerin içinde bir de hareket eden separatörler var. Ki bu daha da fonksiyonel kılıyor. En üst çekmecede cilt ürünlerim, orta çekmecede göz ürünlerim var. Rimmel ve kalemleri küçük bölmeye koydum. Çekmecenin diğer kısmında da tekli farlar ve paletler var. En alt çekmeceyi de allık, bronzer ve pudra gibi ürünlerim için kullandım.





     Rujlarımı da Sofyadayken aldığım 9lu rujluklara diziyorum. Hepsini görme imkanım oluyor böylece.

      Şimdilik bu düzen beni mutlu ediyor ama kafamda almayı planladığım birkaç şey daha var bakalım :) bir sonraki yazıda görüşmek üzere sevgiler! :)


     

Loreal Telescopic Maskara- Carbon Black

            Bugün size bahsedeceğim rimel çok hayranı olan ama benim bir türlü anlaşamadığım Loreal Telescopic rimelin carbon black versiyonu.

            Sanırım kullandığım en ıslak formüllü maskara. Epeydir elimde artık bitmeye yakın hala kuru sayılmaz. Ben de ıslak yapılı rimelleri çok sevemiyorum malesef ama biliyorum ki özellikle öyle rimellerden hoşlananlar var. Onları bayağı mutlu edecektir.

           Plastik incecik bir fırçası var. Kirpikleri tarayıp tek tek ayırsın diye tasarlanmış. Pek çok insan da bu rimelin beğendiği özellikleri arasında tek tek ayırmasından bahsediyor. Ancak ben yapısının aşırı ıslak oluşundan dolayı kirpikleri yapıştırma konusunda da çok tehlikeli buluyorum. Uygulama esnasında çok dikkatli olmak gerekiyor. O zaman bile yapışma oluyor bir miktar.

       Uzunluk verme konusunda başarılı olduğunu söyleyebilirim ama hiç hacim vermiyor ki bu benim için koccaman bir eksi puan ama yine bazı insanların tam da aradığı durum.

       Akma ya da dökülme gibi bir sorun yok. Hatta günün sonunda makyajımı temizlerken epey zorlanıyorum bunu çıkarmakta.

        Ben bu rimeli severek kullanmak için şöyle bir yöntem geliştirdim. Rimmel London'ın Scandaleyes by Kate adlı daha çok hacim veren rimeliyle birlikte kullanıyorum. 2 farklı pek de bayılmadığım rimelden işimi gören bi performans alıyorum böylece.

        Eğer tek tek, ıslak duran hacimsiz ama uzun kirpiklerden böyle minnak fırçalardan hoşlanıyorsanız muhtemelen siz de ''ayy hayatımın rimeli'' diyen gruba katılabilirsiniz. Ama bana göre değil malesef bitince tekrar almayı düşünmüyorum

        Bu arada epeydir kullandığım ürün olduğu için durumu pek içaçıcı değil kusura bakmayın :D






15 Şubat 2016 Pazartesi

Rimmel London Wake Me Up Concealer

   

      Rimmel London'ın Wake me Up serisi cildi daha aydınlık, dinç ve canlı göstermeyi hedefliyor. Aynı serinin fondöten yazısı  şurada yazmıştım. Kapatıcısını da epey bir süredir kullanıyorum. Bitirmek üzereyken artık yazısınız yazmanın vaktidir diye düşünüyorum.



       Çok ince yapılı bir kapatıcı olması dolayısıyla ben kullanımını seviyorum. Çok rahat dağıtılıyor. Aydınlık verme konusunda gerçekten başarılı. Ben göz altıma v şeklinde alnımın ortasına, elmacık kemiklerimin yüksek kısımlarına ve çeneme uyguluyorum.

       Kapatıcılığı hafif. Sorunlu göz altları için yeterli olmayacaktır ben de uykusuz olduğum zamanlarda önce daha somon rengi bir kapatıcıyla morluğu nötrleyip daha sonra bunu aydınlatması amacıyla uyguluyorum.

      Göz altı çizgilerine dolma sorunu çok cidde değilse de hafiften var. Pudrayla sabitlemek gerekiyor. Ben bunun için Make up Forever Hd pudrayı kullanıyorum.

       Benim için en olumlu yanı göz altlarımda herhangi bir kurumaya sebep olmayışı. Zira göz altı kapatıcılarında en sinir olduğum durum o pudramsı kuru görüntü.

       Açıkcası Maybelline Age Rewind ya da Fit Me'i bulamadığımdan bunu kullanıyorum ve favorim olduğunu söyleyemem. Ama işimi görüyor dolayısıyla memnunum. Ülkemizde ulaşılabilir olan aydınlatma özelliği olan kapatıcılardan tavsiyeleriniz varsa pek makbule geçer. Tekrar alabilirim de ama muhtemelen blogger merakım beni yeni bir ürün demeye iter :)




14 Şubat 2016 Pazar

Haydi Planlayalım

     Planner, ajanda, zaman planlayıcı adına ne derseniz son zamanlardaki büyük takıntım ve hobim süsleyip püsleyip öyle kullanmak. burada hangi ajandayı kullanıyorum nasıl dekore ediyorum filan bahsetmiştim. Bu da önümüzdeki hafta için yaptığım düzen. Umarım beğenirsiniz Sevgiler!..





Çekiliş Sonucu!

         

              Selamlar! Umarım sevgilisi olsun olmasın herkes çok keyifli bir sevgililer günü geçiriyordur!  Geldik bir çekilişin daha sonuna çekilişimin kazananı Semra Sarıtaş. Tebrik ediyorum Semra hanım mailinizi kontrol edin lütfen 3 gün içinde size ulaşamazsam yeni bir kazanan belirlemek zorunda kalıcam. Bir sonraki çekilişte görüşmek üzere sevgiler!..



13 Şubat 2016 Cumartesi

Ne Okudum- 15 Saniye

     
             Andrew Gross'un 15 saniye adlı romanını kardeşimden yürütmüştüm :) O yüzden konusuna dair hiçbir fikrim olmadan okumaya başladım. Sanırım türüne aksiyon-polisiye diyebilirim. Yazar oldukça basit ve anlaşılır bir dil kullanmış.



             Aynı anda farklı karakterlerin yaşadıkları arasında git-gel yapmış yazar aralarındaki bağlantı kitabın ortalarına doğru netleşiyor.

            Baş karakterimiz Dr Steadman tam bir beyaz Amerika'lı. Estetik cerrah, hayırsever, maddi durumu yerinde golf oynayan, kızı binicilikte dereceler kazanan filan elit bir yaşam süren bir adamcağızken bir gün bir trafik polisinin kendisini durdurmasıyla hayatı tepetaklak olur. Garibim kendini ülke çapında cinayet suçundan aranan bir kaçak olarak bulduğu gibi herşey gittikçe daha da karmaşık bir hal alır.

        Kitabın yarısına kadar daha heyecanla okudum. Güzel kurgulanmış, yerli yerinde soru işaretleri yaratıyor, merak ettiriyor. Ama 2. yarı biraz zorlama geldi zaman zaman off dedirtti. Hele derdi başından aşkın baş karakter Dr. Steadman'ın kendisine yardım eden bir kadın polis memuruna hallenmesi hepten abuk geldi. Olaylar sonuçlanırken kurulan bağlantılara da çok bayılmadım açıkcası.

         Ama genel itibariyle sürükleyici, çabuk okuduğum bir kitap oldu. Ne öldürür ne güldürür denilen cinsten! Siz neler okuyorsunuz bu aralar ? Var mı muhakkak okumalısın dediğiniz bir kitap?

12 Şubat 2016 Cuma

Vichy Dermablend Likit Fondöten


              Bugün size bahsedeceğim fondöten benim özel durum fondötenim. Cilt kusurlarım maksimum düzeyde kapansın, fondötenimin kalıcılığından endişem olmasın dediğim zamanlarda kullanıyorum Vichy Dermablendi.
 
              Bendeki rengi 15 numara opal sanırım Türkiyede bulunan en açık tonu buymuş. Sarı alt tonlu olması yüzümdeki pembeliği nötrlemek açısından benim işime geliyor. Benim cildim için gayet uygun ancak çok çok açık tenliler için koyu olacaktır.

              Yoğun kıvamlı kremsi bir fondöten dolayısıyla çok küçük bir miktar tüm yüz için yeterli oluyor.  Gerekenden fazla kullanıldığı taktirde ''cakey'' diye tabir edilen istenmeyen görüntüye sebep olacaktır.

              Kapatıcılığı çok yüksen o yüzden ben açıkcası günlük kullanım için uygun bulmuyorum. Tabi ki günlük hayatta da cildim porselen gibi gözüksün diyorsanız tercih meselesi ama biraz maske gibi durabiliyor bu açıdan ben özel günlere daha çok yakıştırıyorum. Özellikle fotoğraf çekilecekse ve daha çok salon ışıkları altında olacaksanız çok güzel bir alternatif.




           
        Kalıcılık konusunda da çok başarılı bir ürün. Cildimde sabitlendikten sonra makyajımı çıkarana kadar kıpırdaman kalıyor yüzümde. Zaten pudramsı bir bitişi olduğundan ben üstüne pudra kullanmaya ihtiyaç duymuyorum.


              Benim için bu fondötenin kullanımını riskli kılan bir özelliği kuru bölgeleri hunharca vurgulaması. Benim de zaman zaman kuruya dönük karma olan cildim için maksimum özen istiyor. Uygulama öncesi peeling yapıp, cildimi nemlendirdiğimde istediğim sonucu elde edebiliyorum. Kanaatimce yağlı ciltleri çok mutlu edebilecek, kuru ciltlerin ise dikkatli yaklaşması gereken bir ürün.



              Bu fondötenin alternatif bir kullanım şekli de kapatıcı olarak uygulamak. Tüm yüze uygulamak yerine daha yüksek kapatıcılığa ihtiyaç duyan sorunlu bölgelere Vichy Dermablend kullanıp, yüzün geri kalanında daha hafif bir fondöten uygulandığında çok daha doğal bir görüntü elde edilecektir.

               Benim ihtiyaç duyduğumda severek kullandığım bir fondöten. Stick formunu da denemek  istiyorum aslında ama bulamıyorum malesef. Bitince tekrar alırım sanırım.

            14 şubatta sona erecek çekilişime katılmak için tık tık

       
               
           

11 Şubat 2016 Perşembe

Rival De Loop Young Eyeliner

 

             Uzun süredir Rival de Loop ürünlerinden denemek istiyordum. Bloglarda uygun fiyatlarına rağmen başarılı ürünleri olduğunu okuyorum bol bol. Fakat cehaletimden gidip Rival de Loop Young serisinden almışım :) Mazur görünüz.
     




             Hakkında hiçbir fikrim olmayan bu diplinerı tamamen 4-5 liralık fiyatıyla bende merak uyandırdığından denemek istedim. Ben aslında kalem formundaki eyelinerlarla daha rahat ediyorum. Ama bunun da sert keçe ucu beni çok zorlamadı. Hareketli fırça aplikatörü olanlarla hiç anlaşamıyorum. Tabi keçe ucun kısa ve hafif enli oluşu çok ince bir çizgi çekmeyi zorlaştırıyor onu da belirtmeliyim.






          Ben ürünü yeterince siyah buldum. Tek seferde rengini veriyor. Kuruyunca da mat bir görüntü alıyor. Ben kalıcılığını da oldukça başarılı buldum gün boyunca yerinden oynamadı. En sıkıntılı göz kenarlarında bile silinme olmadı.




         Fiyatını düşünürsem performansını gayet başarılı bulduğum bir ürün oldu. İhtiyaç halinde tekrar alabilirim gayet sevdim. Markanın başka ürünlerini de denemek isterim. Deneyip memnun kaldığınız ürünleri tavsiye ederseniz beni mutlu edersiniz!

14 Şubata kadar devam edecek çekilişime katılmak için tık
Yeni bloglar keşfetmek ve kendi blogunuzun keşfedilmesini sağlamak istiyorsanız buyurunuz!
Blogumda konuk yazar olmak isterseniz iletişim sayfasındaki mail adresimden ya da instagramdan bana ulaşabilirsiniz. SEVGİLER!...
       

10 Şubat 2016 Çarşamba

Bütün Kızlar Toplandık- Blogger Keşif Etkinliği

   Merhabalaaar bu aralar blogger keşif etkinlikleri görüyorum keyifle katılıyorum da! Katıldıklarımdan bazıları Ceyda DIY , Makyajlailgili , Heybemdeki Huzur . Bu etkinliklerin yeni bloglar tanıma açısından, takipçi sayımızı arttırmak açısından çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Yalnız gözlediğim şöyle bir problem var herkes yorumunu bırakıp çıkıyor diğer bloglara göz atmıyor. O yüzden aklıma bir fikir geldi listeyi oluştururken şöyle bir yol izleyelim diyorum.

  •  İlk adım olarak takip etmiyorsanız beni takip edebilirsiniz :)
  •  Daha sonra listemizden ilginizi çeken en az 3 kişiyı blogu takip edelim. (ilk katılımcılar  yukarıda linklerini  verdiğim blogları takip edebilir)
  •  Son olarak da kimleri takip ettiğinizi de belirterek, linkinizi içeren bir yorum bırakırsanız ben de listeyi  oluştururum.
    Bazılarının ohoo çok uğraştırıcı dediğini duyar gibiyim ama şöyle düşünün normal şartlar altında herkes aynı mantıkla diğer isimlere bakmadan yorum bırakıp giderse sizin blogunuzu gören bir tek ben olurum ama sizin takip ettiğiniz 3 kişi de sizin blogunuzla ilgilenebilir ve daha sonra katılacak bir başka kişinin takip ettiği 3 blogdan biri de siz olabilirsiniz. Bu yolla gerçekten daha geniş bir ağ oluşturabileceğimizi düşünüyorum. Ne dersiniz ? ;)
 
       MEVCUT LİSTE (seç beğen al en az 3 kişi ekle:))

7 Şubat 2016 Pazar

Pazar Misafiri - Little Butterfly

             Misafir blogger etkinliğimin ilk konuğu Little Butterfly in sahibesi Sena. Kendisine bloguma konuk olduğu icin çok tesekkür ediyor sizleri onun keyifli yazisiyla başbaşa bırakıyorum 
                                                                  Selamlar :))

Little Butterfly blogunun yazarı Sena ben, kozmetik ürünlerine çok meraklıyım. Bakımlı olmayı,makyaj yapmayı seviyorum. Ankara'da yaşıyorum,blogumu takip ederseniz memnun olurum. Bu yazıda vazgeçilmezim olan beş favori ürünümden bahsedeceğim.


kozmetik ürünler

Makyajda vazgeçilmezlerim ruj,rimel,allık ve aydınlatıcı birde bunlara ek olarak termal suyu ekleyebilirim.


termal su

Termal sular hayatımıza hızlı bir giriş yaptı, cildi nemlendirmesi ve onarmasıyla benim favori ürünlerim arasında. Nemlendirici kullanamadığım zamanlarda bile bir fıs yeterli geliyor bana, o sebeple termal sular benim için ilk sırada yer alana favori ürünler arasında. Yaz mevsiminde serinlemek için bile sıkıyorum. Instıtut Esthederm termal su içerik olarak çok güzel ama fiyat olarak çok ulaşılabilir değil malesef.


aydınlatıcı the balm

Işıltılı bir ten ve makyaj sevdiğim için, makyajda aydınlatıcı ürünler kullanıyorum. Çok fazla makyaj yapmasam da göz pınarlarını aydınlatmak iyi görüntü açısından güzel oluyor.

the balm cindy lou

En sevdiğim aydınlatıcı ürünüm the balm markasına ait cindy lou. Far olarak da kullanabildiğim aydınlatıcı olmazsa olmazım.


the balm hot mama

En sevdiğim bir diğer üründe the balm markasının hot mama allığı. Solgun göründüğüm zamanlarda kullanmayı en çok sevdiğim ürünlerden biri.


the balm hot mama

Renk olarak her makyaja uygun olmasa da ben kullanmayı çok seviyorum, gül tonu rengi ve içindeki ışıltılar süper bence. Anında canlılık hissediyorum sürdüğüm zaman.


rimel

Gün içerisinde kullanmayı en çok sevdiğim bir diğer üründe maskaralar. Kirpik yapısı olarak uzun ve sık kirpiklere sahibim, o sebeple tercih ettiğim maskara çok fark etmez. Yinede maskaralardan vazgeçemem. En sevdiğim maskaralar, rimmel london kate serisi ve loreal super star.


ruj

Sıra geldi rujalara, rujlarda en sevdiğim marka olarak ayırım yapamam ama en sevdiğim renkleri söyleyebilirim,kırmızı ve pembe rengi. Sadece rimel sürdüğüm günlerde kırmızı rujla günü kurtarabiliyorum. Şeker bir pembeyse severek kullandığım renkler arasında. Clinique chuby stick pembe ruj ve the balm kırmızı gloss favorilerim arasında.
Makyajda vazgeçilmezim olan beş favori ürünüm bu şekilde.
                                                                           Not: Siz de bloguma konu olmak isterseniz benimle mail yoluyla iletisime gecebilirsiniz :) 



5 Şubat 2016 Cuma

Blogda Çekiliş!- kapandı

      Merhabalar! Malumunuz ülkemizde makyaj organizerleri bulmak bir mesele! Belki bilenleriniz vardır ben instagramda çok işlevli ve şık organizerlar satan vpleksihome 'u yenilerde keşfettim. Sayfalarını incelemenizi şiddetle öneririm ben ürünlerini çok beğendim! Ve güzel haber! Kendileri bu çekilişin kazanına bir adet 10lu rujluk hediye ediyorlar. Ürün henüz elime ulaşmadığından, ve ulaştığında da paketini açmak istemediğimden paylaşacağım resmi onların sayfasından aldım.




    Bunun yanında da rujluğunuza koyacağınız yeni bir ruj da hediye etmek istedim :) Bu ruj hakkındaki yorumumu okumak için tık tık Son zamanlarda herkesin dilinde olan Pastel markasının daylong likit rujları serisinden efsane bir kırmızı rengi 09 numara sizin olacak.


    Çekilişime katılmak için tek zorunlu şartım sağdaki ''bu siteye katılın'' ı tıklayarak blogumu takip etmeniz. Takip işlemini gizli yaparsanız ben de göremem o yüzden açık yapmanız gerekiyor.

Çekilişi instagram, facebook, twitter gibi sosyal medya hesaplarınızdan duyurursanız, her bir paylaşım için +1 hak, blogunuzda paylaşırsanız +2 hak kazanabilirsiniz.

Eğer paylaşım yaptıysanız onun linkiyle ve size ulaşabilmem için mail adresinizle birlikte yorum bıraktığınızda çekilişe katılmış olacaksınız. Çekiliş sonucunu 14 Şubat sevgililer gününde açıklayacağım. 

4 Şubat 2016 Perşembe

Golden Rose Quick Dry Top Coat

           Bilmiyorum bendeki sıkıntı ne ama oje sürdüğümde kuruması çok zaman alıyor. Ben de çok sabırlı olamadığımdan sonuç ya ojeyi çıkarıp yeni baştan sürmek oluyor ya da daha kötüsü sabah uyandığımda ojeyle filan uğraşacak vaktim yokken yastık izli tırnaklarla uyanıyorum. Ama ne mutlu ki birilerinin aklına geldi de son yıllarda ojenin çabuk kurumasını sağlayacak ürünler geliştirmeye çalışıyorlar. Ama malesef hepsi çok başarılı değil.
         


          Bugün bahsedeceğim Golden Rose'un quick dry top coatunu bir arkadaşımın tavsiyesiyle denemeye karar vermiştim ve gerçekten benim şimdiye kadar kullandıklarım içinde en iyisi.

          Ojeyi sürdükten sonra 1 dakika bekleyip top coatu öyle uyguluyorum. Yaklaşık 1-1.5 dakika sonra ojem tamamen kurumuş oluyor. Siz de ''amaan şimdi kim oje sürüp 5 saat kurumasını bekleyecek yaa'' diyenlerdenseniz şiddetle tavsiye ediyorum. Gerçekten etkili.

         Golden Rosu'un bazı ojelerinde kullandığı maxi boy fırçayı görüyoruz bu üründe de ki bence çok doğru bir karar olmuş işlemi daha da kolaylaştırıyor.

         Ben ojenin renginde herhangi bir değişikliğe sebep olduğunu farketmedim bunun yanında verdiği parlaklıktan son derece memnunum. Daha önce kullanıp eh işimi görüyor dediğim Flormar'ın sprey kurutucusuyla kıyasladığımda Golden Rose'unkini çok daha başarılı buldum. Elimdeki artık bitmek üzere. Yenisini almayı kesinlikle düşünüyorum ama  bu tarz başka ürün tavsiyeniz varsa duymak beni mutlu eder. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere. Sevgiler!

3 Şubat 2016 Çarşamba

Ajandamı Nasıl Dekore Ediyorum



               2015 favorilerim yazımda bahsetmiştim çok severek kullandığım planlayıcımdan. Me and my big ideas firmasına ait ''the happy planner'' isimli ajandayı Etsy'den bir satıcıdan sipariş etmiştim. 18 aylık bu ajanda 2015 Ağustostan başlayıp 2016 Aralık'a kadar sürüyor. Şimdilerde Erin Condren başta olmak üzere birçok yabancı firma farklı özelliklerde ama göze çok hoş görünen bu hayat planlayıcılardan üretiyor. Ülkemizde de miya design gibi bazı firmalar yavaş yavaş benzeri ajandalardan piyasaya sürüyor. Ajandaya bu kadar para vermeyi tercih edip etmemeniz ayrı konu ama bugün bahsetmek istediğim esas şey elinizdeki basit bir defter de olsa bunu nasıl daha neşeli, şık ya da kişisel zevklerinize göre sizin için bi ajandayı kullanılası kılan her neyse o hale getirebilirsiniz.

         


Bu benim ajandamın haftalık sayfalarının süslenmemiş hali. Bu hali de aslında kullanım için oldukça keyifli ve pratik ama benim tercihim azıcık daha renkli görünmesinden yana. Bunun içinde stickerlardan yararlanıyorum.




              Bazı ablalar sağolsunlar sitelerinde yazdırılabilir formda ücretsiz haftalık sticker kitleri yayınlıyorlar ben de bunları etiket kağıdına yazdırıp, yukarıda gördüğünüz haftanın günlerini dekore etmek için kullanıyorum. Benim en sık yararlandığım siteler http://www.myplannerenvy.com/   http://cutedaisy.com/ . Bunun dışında da pinterestde ve google da ''free pintable stickers'' diye arattığınızda bir çok farklı seçenek bulabilirsiniz.




            Yukarıda paylaştığım resimde dekore ettiğim bir haftayı görüyorsunuz. Üst kutucukları yapılacaklar listesi için kullanıyorum, orta kısımda çeşitli renkte ve desende olan tam kutu stickerlarını yapıştırıyorum. Alt kısımda da normalde günlük içtiğim su takibi, yapmayı planladığım egzersizler, blog konuları gibi şeyleri not alıyorum. Bu tabi yılbaşı haftası olduğu için daha çok geri sayım amaçlı kullanmışım :D




Yukarıda gördüğünüz de önümüzdeki hafta için kullanacağım stickerlar. Bunun gibi A4 büyüklüğünde bir etiket kağıdına yazdırıyorum. Sonra kesip, istediğim düzende ajandama yapıştırıyorum.

Ve son olarak da herhangi bir boş defter sayfasını da size gerektiği şekilde kategorize edip süsleyebileceğinizi göstermek istedim. Geçmiş haftalardan artan stickerları kullandım evli çocuklu bi şirkette çalışan hayali bir kadının gününü planladım. Saydığım özelliklerdeki bir kadına göre biraz fazla süslü olmuş olabilir :) Ama tabi herkes kendi zevkine ve tarzına göre renkler seçmekte özgür


 Bu ajanda süsleme konusu cidden büyük bir derya. Ben de henüz acemiz bir plannerım dahasını görmek isterseniz youtubeda birçok plan with me videosu yapan hatun var. Bunun yanında instagram ve pinterestte de çokça ilham bulabilirsiniz. Bundan sonra da her hafta planlamamı yaptıktan sonra blogda da paylaşmak istiyorum. Bilmem ilginizi çeker mi? Bu arada blogger arkadaşlarım için devam eden misafir yazar etkinliğime katılmak isterseniz mail yoluyla bana ulaşabilirsiniz. Sevgiler!..

2 Şubat 2016 Salı

Bloguma Misafir Olmak İster Misiniz?

      Merhabalar biliyorum ki en düzenli blog okuyucuları aynı zamanda kendi blogu olanlar. O yüzden gözlemlediğim kadarıyla birçok blogger arasında zamanla güzel bir bağ kuruluyor. Ben belki daha önce yurtdışında yaşamam dolayısıyla belki de blogumu uzun süreler ihmal etmem nedeniyle böyle blogger arkadaşlıklarını uzaktan özenerek izledim. Şimdilerde hazır bloguma aşkım canlanmışken ilgilenen olursa blogumda misafirler ağırlamak isterim. Bana konuk olmak isteyen blogger arkadaşlarım iletişim sayfasındaki mail adresime mail atabilirsiniz. Buyurunuz beklerim! :)
     

Flormar BB Spray Köpük Fondöten

     Flormar'ın indirim zamanlarında 5-6 tl gibi oldukça uygun fiyatlara düşen bu köpük fondöteni, konsept olarak çok ilginç geldi ve denemek istedim. Basınçlı tüp ambalajda bulunan bu ürün traş köpüğüne benzer bir formda. İyice çalkaladıktan sonra elinizin arkasına sıktığınızda elde ettiğiniz köpüğü yüzünüze uygularken kremsi bir hal alıyor ve çok hızlı kuruyup sabitleniyor.






    25 Spf içermesi, 12 saat nemlendirme vaad etmesi, köpük oluşu nedeniyle fikir olarak cazip gelmişti başta. Amaa yooo son yıllarda kendini çok geliştirdin Flormar ama bu olmamış! Bir kere 01 Porcelain rengini aldığım halde ürün oksijenle temas ettiği anda hooop turuncu mu desem kırmızı mı desem kopkoyu bir renk oluyor. Ayrıca defalarca denediğim ne yaptıysam homojen dağılmadı yüzümün çeşitli yerlerinde parça parça turuncu adacıklar oldu. Azıcık fazla uğraşınca da ürün pürtük pürtük elime geldi soyularak.





   Bilmiyorum çok mu uğraşmışlar bu kadar kötü bir ürün üretmek için ama Flormar adına çok talihsiz bir karar olmuş bunu piyasaya sürmek. Nefret ettim. Denemenizi hiç önermem...

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!  Blogumdaki diğer fondöten yorumlarını okumak için;

BOURJOIS HEALTHY MIX RADIANCE FONDÖTEN
REVLON COLORSTAY FONDÖTEN
RIMMEL WAKE ME UP FONDÖTEN
MAYBELLINE BB CREAM
ELF FLAWLESS FONDÖTEN
LOREAL TRUE MATCH FONDÖTEN


   

1 Şubat 2016 Pazartesi

Pastel Day Long Kissproof Likit Ruj

         Son zamanlarda birçok marka kuruduğunda matlaşan kalıcı likit rujları piyasaya sürüyor. Özellikle Türk bloggerların Pastel'in bu sıvı rujunu çok met ettiğini görünce ben de denemek istedim. Watson'S ın haftasonu indiriminden faydalandım. Yalnız bu konuda büyük bir sorun var ki özellikle indirim döneminde bu tarz populer ürünlerin farklı renk tonlarını bulmak çok zor. Ben de Sephora'nın aynı tarzdaki ürünün kırmızısı olduğundan, daha doğal bir ton arıyordum. Kendim için 17 numarayı aldım. Bir de o mükemmel kırmızı rengi olan 09 numarayı da blogumda yapacağım çekilişte hediye etmek üzere aldım. Almasam arkamdan ağlardı zaten :)



       Ambalajı ve uygulaması adeta dudak parlatıcısına benzeyen ve hatta içinde parıltılar görünen bir ürünün bu kadar mat bir bitişi olduğuna inanmak zor. Parlatıcı uygular gibi dudağınıza uyguluyorsunuz ama bu aşamada dudaklarınızı birbirine sürterek ruju yayma güdüsüne direnmeniz gerekiyor vee voila! birkaç dakika içinde kuruyup mükemmel bir mat ruj görüntüsüne ulaşıyor. Çok çok beğendim dudakta duruşunu.





     Kalıcılığı inanılmaz başarılı. Yemek yiyene kadar saatlerce ilk sürdüğüm andaki gibi dudağımda kalıyor. Yemek yediğimde ise iç kısımdan hafifçe çıktı kenarlara dağılma bulaşma yapmadı.







    Dudaklarımda ağırlık, rahatsızlık duygusu yaratmadı sürerkenki vanilla kokusu hoşuma gitti. Her kalıcı mat ruj gibi bu da dudaklarımı kurutuyor tabi ki bundan kaçınmak isterseniz altından lip balm kullanabilirsiniz. Ama o zaman da kalıcılığı bu kadar başarılı olmayacaktır.

    Aslında az renk çeşidi kaldığı için haydi bunu deneyeyim diye aldığım 17 numara iyi ki almışım dedirtti. İçinde altın pırıltıları olan bir şeftali rengi. Günlük kullanıma çok uygun olduğu gibi koyu göz makyajı yapıldığında da kurtarıcı olabilir.