19 Temmuz 2016 Salı

Senden Önce Ben - JoJo MoyeS

       Jojo Moyeson yıllarda yıldızı epeyce parlamış, kitapları çok satanlar listesinden düşmeyen İngiliz bir hanım ablamız. Kendisi genelde okuması rahat, sürükleyici, aşk romanları yazıyor. Benim de kardeşimde bulunan birkaç kitabını okumuşluğum var (şair burada ben böyle sabun köpüğü aşk romanlarına para vermem, kardeşimdekilere şöööyle bir göz atmıştım havası yaratmaya çalışıyor :)) 





     Senden önce ben adlı romanı da okurken beni umduğumdan biraz fazla etkileyen, hadi itiraf edeyim hüngür şakırt ağlamama sebebiyet veren ve hatta bence yazarın okuduğum kitapları arasında en iyisi. Filminin yapılacağını duyunca aklıma gelen ilk şey aha bu romanı da mahvedecekler oldu ne yalan söyliyeyim. Ama sonra baş rolde Emily Clarke'ın yer aldığını görünce ufaktan bir heyecan oldu. Bilmeyenler için belirteyim Emily Clarke Game of Thrones dizisindeki ejderhaların anası khaleesi Daenerys. Oyuncu kadrosunun devamında da ismini bilmesem de bir yerlerden tanıdığım oyuncular görünce tamam dedim bu film iyi olmuş olabilir.

        Erkek arkadaşıma ilk gidelim dediğimde  pek hevesli davranmadı ama o da imdb puanının iyi oluşundan ikna oldu. Normalde romantik filmlerin imdb puanı pek yüksek olmuyormuş sanırım... Hani sizin de ikna etmeniz gereken biri olursa,kullanacak koz olsun diye diyorum :) 

       Bu uzun girizgahtan sonra gelelim filme. Esas kızımız Louisa nam-ı diyar Lou küçük bir kasabada yaşayan ve bu kasabanın dışındaki dünyayı keşfetmeye cesaret edememiş, küçük bir pastanedeki rutin işinden, tutkusuz monoton ilişkisinden memnun, çılgın moda tercihleri, sakarlığı ve iyi niyetiyle sempatik bir karakter. Pastanedeki işini kaybetmesi ve karşısına çıkan beklenmedik iş fırsatıyla hayatı değişiyor. 
Lou'nun tam tersine hareketli, tutkulu, macera dolu bir hayat geçirmiş Will ise yaşadığı kazanın sebep olduğu omurilik felci nedeniyle yatağa ve dolayısıyla da insanların yardımına bağlı olmanın, önceki hayatında sahip olduklarını kaybetmenin acısını yaşıyor. Kitap-Film boyunca Sam ve Lou'nun yavaş yavaş kurduğu bağa tanıklık ediyoruz. Okumak ya da izlemek iSteyenler küfretmesin diye konuya dair daha fazla bir şey yazmıyorum.

       Filmin senaryosunu, oyunculuklarını oldukça başarılı buldum. Emily'nin Game of Thrones'da canlandırdığı karakteri hiç aratmayan oyunculuğunun beni etkilediğini ayrıca vurgulamalıyım. Esas oğlanı canlandıran Sam Claflin de pek yakışıklı oynamış ehemm yani iyi bir performansergilemiş :P
     
       Karakterler biraz  karikatürize edilmiş ama o da kitaptaki gibi detayları açıklayacak bir anlatıcı olmadığından normal sanıyorum. Bir de tabi duyguların gelişme süreci de kitaptaki kadar etkileyici ve inandırıcı olmuyor. Ama bu duyguyu kitaptan esinlenilerek yapılmış tüm filmlerde yaşıyorum. O yüzden bunu da işin doğasından sayıp kabulleniyorum artık. Filmde de kitabı okurken olduğu gibi göz yaşlarıma mani olamadığımı söylemeliyim. Ki çıkışta gördüm ki yalnız değilmişim :P  Romantik film/kitaplardan hoşlananlara yanınızda mendil bulundurmak tavsiyesiyle kesinlikle öneririm. Okumayı seven biriyseniz kitabı daha çok öneririm ama film de görülesi!

      Bu arada hala katılmadıysanız çekilişim devam ediyor. Buradan ve buradan katılabilirsiniz. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere sevgiler!..